29 Temmuz 2011 Cuma

tavşan burcu erkeği..

dedemle ilgili aklımda kalan en güzel hikaye şu; daha ufağım, yaşım belki 13-14. izmir'de, dedemlerdeyiz. bir yaz günü, torunlar falan herkes evde. en küçükleri olarak açmışım gazeteyi önüme, önce kendi burcumu, sonra odadaki herkesin burcunu tek tek yüksek sesle okuyorum. sırayla herkesin burcu okunduktan sonra dedem heves edip "hadi benimkini de oku" diyor, "burcun ne senin dede?" diyorum, cevap; "tavşan var mı? tavşanı oku!"


hayatı boyunca izmir'in bir köyünde yaşamış olan dedemin elbette burçlar ve astroloji ile ilgili en ufak bilgisi yok. bırakın burcunu, doğum tarihini bile net olarak bilmiyor. ama yarım saattir okunan bütün burçlar koç, boğa, aslan, yengeç, oğlak, balık olunca, adamcağız da kendi burcu için hayvanlar aleminin bir üyesini seçmesi gerektiğini düşünüp, tercihini kemirgenler familyasının sevimli ferdi tavşandan yana kullanıyor.


dedem rahmetli olalı 12 sene kadar oldu.


bu ne yazısı şimdi diyenlere; zamanında, futbolla ilgilenmediği halde, ailenin tüm erkekleri fanatik beşiktaş'lı iken, en küçük torunu yalnız kalmasın, ezilmesin, kızdırılmasın diye onunla birlikte galatasaray'ı destekleyen bir insana dair güzelleme yazısı. (evet, Es-Es'liyiz ama küçüklükten gelen bir cimbom sevgimiz de yok değil!) o beni aile içinde taraftarlıkta yalnız bırakmadı, o yüzden ben de dedemi astroloji alemlerinde bir başına bırakmam! sapına kadar tipik bir "yengeç" olsam da; yükselenim "TAVŞAN!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder